Kendimi bildim bileli yazmak hayatımın bir parçası. Yazdıklarımı paylaşma cesareti bulmam yıllar alsa da artık buradayım… Umarım ben de senin dünyana hoş gelirim ve bu sayfa aracılığı ile bir bağ kurabiliriz.
Hani filmlerde bir daktilo üzerinde büyülü biçimde gidip gelen eller vardır ve o ellere eşlik eden müzik gibi bir tıkırtı. Sonra tıkırtı durur, ellerden biri kâğıdı daktilodan çekip çıkarır, buruşturur ve yere atar. Tıkırtı, buruşturma, atma eylemleri kendini defalarca tekrar eder. Günün sonunda geride yorgun ama kendini ve yazısını tamamlamaktan memnun bir yazar, işini sabırla yapmaktan gurur duyan bir daktilo ve yerde, buradan sonra nereye gideceklerine dair meraklı bir yığın kâğıt topu kalır. İşte bu sahne benim erken çocukluk anılarımın çok önemli bir parçası. O eller babama ait, daktilo sesi hala en sevdiğim müziklerden ve meraklı kâğıt topları ilk arkadaşlarımdan.