Bir arkadaşımla bugün öğlen yemek yemek üzere sözleşmiştik iki hafta önce. Epeydir görüşememiş, haberleşememiştik. Onu özlemiştim ve buluşmak için heyecanlıydım. Dün, yemeği teyit etmek, saat ve yer kararlaştırmak için ona bir mesaj attım. Mesajıma gece geç saatte yanıt geldi. Çok yoğun olduğunu, gece o saatte hala çalıştığını yazmıştı. Yemek için de bu sabah haberleşmemizi önermişti. Mesajımı geç yanıtladığı için “kusura bakma lütfen” yazmıştı. Ben de “kusurluk bir şey yok” diye yanıt verdim. Bugün saat öğlene yaklaşırken işle ilgili bazı konular nedeniyle bugün buluşmanın onun için imkânsız olduğunu söyledi. Ben de “Anladım canım.” dedim. “Kolay gelsin.”
Zaten evdeydim, böylece kendime ayıracak zamanım olmuştu, bir kahve koyup Dr. House’u izlemeye başladım kaldığım yerden. Fakat bir süre sonra -sanırım House’un da üzerimde bıraktığı etkiyle- kalbimde bir sızı hissettim. Kâğıt kesiği gibi küçücük, belli belirsiz ama kesildiği yerden tüm bedenime yayılan bir sızı. Hani her değdiğinde aynı yerden tekrar tekrar acır ya, tam öyle…
House gibi kanlı canlı bir teşhis ekibim olmasa da kafamın içinde epey kalabalığız çok şükür. Hemen iç seslerimin kahramanlarından uygun bir ekip oluşturmaya başladım. “O da zamanında haber verseydi canım. Yaptığı ayıp…” falan diyen amatörü hemen ekipten çıkarttım. “Sen de son dakikaya bırakmasaydın, daha önceden teyit etseydin. O zaman son dakikada planın bozulmamış olurdu.” diye konuşmaya başlayan iç sabotajcıyı olay yeri inceleme işine gönderdim. Saatlerce başka şeyle meşgul olup beni rahat bırakırdı böylece.
Bana, beni tetikleyen her şeyin her zaman hep benimle ilgili olduğunu bilen profesyoneller lazımdı. Ufak detayların arkasındaki büyük nedenleri bulabilecek olanlar. “Alt tarafı kâğıt kesiği. Parmakta da olsa kalpte de aynı önemsizlikte.” deyip geçmeyecek meraklılar. Dr. House ekibinde asla amatörlere, sabotajcılara yer vermezdi. Kendini zorlayanları, hata yapmayı deneyim sayanları, sonuca ulaşmak için meydan okuyanları severdi. Ben de öyle yaptım! Canımı acıtacak olsalar da işime yarayacak ekibi oluşturdum ve birlikte bu sızıya bir tanı koyma işine giriştik.
Fikir alışverişi sırasında “Olay, İmge’nin ‘kusurluk bir şey yok’ yazması ile başlıyor.” dedi biri. “Burada bir geçiştirme var. İçinden gerçekten ne geçtiğini söylemek yerine ‘anlayışlı cici kız’ olmaya çalışıyor.” Başka birisi hastanın hikayesine baktığında bunun daha önce de defalarca yapılan bir davranış olduğuna dikkat çekti. Uzun süre dinleyip, tüm verileri inceledikten sonra söz alan bir diğeri sakince açıkladı: “Bugünkü ‘anlıyorum canım, kolay gelsin’ demesi de aynı örüntünün devamı bence. Öfkelendiğini fark ediyor ve öfkesinin hayal kırıklığından kaynaklandığını aslında biliyor. Ancak kalbini açıkça ortaya koymak yerine olgunlukla konuyu kapatıyor.”
Tartışmanın sonunda teşhis belliydi. Bende, her ne kadar fark etmek ve kabul etmek istemesem de “açık kalp korkusu” vardı. Kalbim küçücük kâğıt kesikleri ile doluydu. Onların görünmesini, kesiklere yenilerinin eklenmesini istemediğim için hastalığımı “olgun, anlayışlı insan” maskesi ile gizliyordum. Bu maskenin beni koruduğunu sanıyordum. Oysa aslında kesiklere neden olan maskenin kendisiydi. Çünkü maske bedenimle, ruhumla, kalbimle uyumsuzdu. Yani kendimi korumak niyetiyle aslında kendime zarar veren bendim. Tek tedavi yöntemi vardı: korkuyu yenip kalbi açmak.
İtiraz edecek halim yoktu. Ekip içeriden olunca tüm hayat hikayemi biliyorlardı. Onları kandıramaz, onlara yalan söyleyemez, mantıklı açıklamalar ile ikna edemezdim. “Soruları almak istediğimiz yanıtlara göre formüle ederiz.” demişti House bir defasında. Hemen her zaman olduğu gibi haklıydı. Ben de davranışlarımı hep almak istediğim tepkilere göre formüle etmiştim hayatımın büyük kısmında.
Ben de ekip de farkındaydık ki teşhis tedavinin kendisi değildi. O maskeyi tamamen çıkarmak, kalbimi bir anda avuçlarıma alıp karşımdaki insanlara olduğu gibi uzatmak kolay olmayacaktı. Ama gerçekten niyetliydim! Ki bu da çok ama çok önemli bir ilk adımdı. Kendi sevebilirliğimi olduğu gibi kabul etmeyi istiyor, dünyaya sunabileceğim armağanın bu olduğunu biliyordum. En önemlisi de taşlaştığı için hiç zarar görmeyecek bir kalptense kağıtla kesilebilecek kadar hassas bir kalbi yeğliyordum.
Bedenimin uzun yıllar beni en çok korkutan parçası olan kalbime bugünden sonra ona daha çok yer açmaya dair bir söz verdim. Ekibe teşekkür edip bir sonraki teşhis ihtiyacına kadar canları ne istiyorsa onu yapmalarını söyledim. Ve Dr. House’a kalbimden kocaman bir öpücük verdim. Hoşuna gittiğini çaktırmamaya çalışırken “İşleri berbat etmek normal ancak berbat durumları romantikleştirmeye gerek yok.” dedi. Gülümseyerek “Benim de olayım bu.” dedim ve son derece samimiydim.
Yemek konusuna gelince, bence gerçekten kusurluk bir şey yoktu. Bende semptomları yaratan içimden geçenleri söyleyememiş olmak; kaçan hevesimi, özlemimi, arkadaşıma verdiğim değeri, iletişim ve bağlantı ihtiyaçlarımı küçücük bir “anlıyorum” kağıdına sarmaya çalışmaktı. Sığmayınca kesti tabi…
İzlenesi: House M.D. Bu kadar andıktan sonra pek tabii 🙂
Dinlenesi: Beni Sen İnandır – Pinhani
Bakılası: Judith Clay Metnin içindeki görsellerin çizeri
Güzel bir iç öngörüsü, veya iç denetim. teşekkür ederim. Güzel bir ayna oldu….“açık kalp korkusu” vardı. teşhisi ve “”teşhis tedavinin kendisi değildi. O maskeyi tamamen çıkarmak, kalbimi bir anda avuçlarıma alıp karşımdaki insanlara olduğu gibi uzatmak kolay olmayacaktı. Ama gerçekten niyetliydim! Ki bu da çok ama çok önemli bir ilk adımdı. Kendi sevebilirliğimi olduğu gibi kabul etmeyi istiyor, dünyaya sunabileceğim armağanın bu olduğunu biliyordum. En önemlisi de taşlaştığı için hiç zarar görmeyecek bir kalptense kağıtla kesilebilecek kadar hassas bir kalbi yeğliyordum.”” kararı ve hedef koyma niyeti insnı çıkrıyor kağıt kesiği yorgunluktan….
Çok teşekkürler Ahmet Bey yorumunuz için. Yazılarım hayatı bir miktar hafifletiyorsa ne mutlu bana 🙂
🙂 Teşekkür ederimm
“Köklere dönüş” yolculuğunda her geçen gün daha iyi, daha güzel, daha kusursuzu kovaladığını görmek bir dostun olarak beni çok mutlu ediyor…
Aynen devam lütfen.😊
Akıncım, çok teşekkürler. Senin destekleyici yorumların da beni çok mutlu ediyor ☺️ Sevgiler