İçeriğe geç

Labirent

Kategori: 🖤

“İnsanların yollarını kaybettiklerinde daha hızlı koşmaları ironik bir alışkanlıktır.” demiş Rollo May. Yolumu tamamen kaybetmiş sayılmasam da düz yolda gittiğimi zannederken kendimi birden bir labirentin içinde bulduğum, çıkışı tam olarak nasıl bulacağımı bilmediğim günlerdeyim bu aralar. 

Nasıl olduğunu bilmiyorum ama bir sabah uyandığımda bir labirente düşmüş buldum kendimi. Yememem gereken bir kurabiye yemiş ve/veya içmemem gereken bir iksir içmiş olabilirim. Merakıma yenik düşmüş, bana bir şey olmayacağına çok inanmış, ayağımı bastığım, sırtımı dayadığım yerlere haddinden fazla güvenmiş olmam da mümkün. 

İnanın ne yaptığımı hala tam olarak bilmiyorum. Tek bildiğim uyandım ve oradaydım… Ve bir insan canlısı olarak bir labirente sıkıştığımı ilk fark ettiğimde türüme özgü alışkanlıkla hemen sağa, sola, öne, arkaya koştum. Koşarken de konuştum, konuştum, konuştum… İçim susmadığı için dışım da susmadı. Giderek daha da kayboldum. Her yer hem tanıdık hem yabancı görünmeye başladı. Enerjim, nefesim en fenası da umudum tükendi. Nerede olduğumu hiç bilmediğim bir yerde kalakaldım. Karardım…

Sonra büyük bir duygu patlaması yaşadım. İçimde biriken ne kadar çaresizlik, üzüntü, öfke, hayal kırıklığı, utanç, suçluluk, pişmanlık, incinmişlik varsa gök gürültüsünü andıran bir ses ve sağanak yağmuru andıran gözyaşları ile çıktı içimden. O labirentte, çıkış bulma telaşı ile koşuştururken şişip kendimin beş katı olduğumu, bırakın başkalarını, kendimi bile taşıyamayacak kadar hantallaştığımı ancak bu patlama sonrasında, normal boyutuma dönmeye başlayınca fark ettim. Usul usul söndüm… İçim susmaya başlayınca dışım da sustu. O sessizlikte önce nefesim derinleşti, rahatladı. Nefes enerjinin, enerji zihin berraklığının yolunu açtı. Rengim tam doğalına gelmese de epey açıldı.

“Güneşin doğmasına hiçbir şey engel olamaz” dedi sevdiğim, güneşi kendime pusula aldım. “Çıkış yoluyla birlikte kendini daha bütün bir halde bulacaksın.” dedi güvendiğim, umudumu geri çağırdım. Şu anda sıkışık ya da kalakalmış değilim. Sadece durdum… 

Durdum, duruyorum, türümün ironik alışkanlığına inat bir süre daha burada duracağım. Düşüneceğim, okuyacağım, yazacağım. Elbet -ve tabii zamanı gelince- o çıkış yolunu bulacağım…

İzlenesi: Alice Harikalar Diyarı’nda (1951)

Dinlenesi: Portishead – Road

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir