Yıllar önce, hastalığının iyice ağırlaştığı bir dönemde annesi hastaneye kaldırılan bir kadın, bir haftayı annesinin başıda hastanede geçiriyor. Bu süre zarfında da diğer hasta yakınları ile ortak bir buzdolabı kullanması gerekiyor yiyecek içeceklerini saklamak için.
Aldıklarını buzdolabına yerleştirmek üzere kapağı açtığında buzdolabının çok pis olduğunu görüyor. Ton ton lekeler, çeşit çeşit kokular sarmış dolabı. Söylenerek, aldıklarını dolaba koyuyor. Buzdolabından her bir şey almaya gittiğine söyleniyor ve içine her yeni şeyi koyarken… Günler geçiyor.
Sonunda dayanamayıp bir hemşireye çıkışıyor. Hastane çalışanlarının ve diğer hasta yakınlarının bu durumu değiştirmek için neden bir şey yapmadıklarını soruyor, bir şey yapılması gerektiğini söylüyor. Neden ondan başka hiç kimse bir şey yapılması gerektiğini görmüyor? Hemşire son derece vurdumduymaz şekilde bunun onun işi olmadığını bildiriyor…
Bu hikayeyi yaşayan kadın benim için çok değerli biri. Bana bugün anlattığı hikayesine şöyle devam ediyor:
“Hayata karşı çok öfkeli olduğum günlerdi. Hemşire ile konuştuktan sonra bir an durdum ve sonra gereken malzemeleri alıp içindeki her şeyi boşaltarak buzdolabını temizledim. Buzdolabı ile birlikte kendi içimi de…”
Fiziksel anlamda açtığım bazı dolapların tıklım tıklım dolu ve düzensiz olduğunu görüyorum bu günlerde evde. Benden başka kimseyi rahatsız etmeyen bir kalabalık var dolaplarda. Duygusal anlamda ise geçmişten bugüne kir pas tutmuş dolapları fark ediyorum. Yıllar boyunca temiz tutmaya çalışıp bir süredir de “Neden hep ben yapıyorum canım?!” deyip temizlemekten öfke ile kaçtığım. Ancak pisliğinden şikayet ettmeyi de bırakmadığım.
Bayram temizliği niyetine kendime şu notları çıkarıyorum:
– Eğer dolabı sen de kullanıyorsan diğerlerinin ne yaptığına takılma ve temizle o dolabı! Kimse için değil, sadece kendin için. İçini temizlemek için.
– Eğer dolabı kullanmıyorsan bırak içini sahibi düşünsün. Sen de başkalarının dolaplarını neden bu kadar dert edindiğini düşün.
Haydi, bu bayram her biriniz, içinizde ya da dışınızda bir dolabı temizleyin. Sonrasında da hissettiklerinizi yazın.
Hafifleten bir bayram dilerim 🙂
İzlenesi: Benden Bu Kadar (As Good As It Gets)
Dinlenesi: Three Little Birds
Bakılası: Tracie Andrews Çizimleri
Dolaplar konusunda birebir aynı düşünemeyeceğimiz insanlarla kalmak mı onlardan kaçmak mı?? İşte bütün mesele bu. 🙂 Zaman, enerji ve sabır sürekli temizlemeye yetmiyor bazen, böyle olunca da hep birlikte mümkün oldukça kirletmeden kullanabilmek önem kazanıyor.
Herhangi biriyle birebir aynı düşünmek mümkün mü emin değilim 🙂 Kalmak ya da kaçmak dışında da seçenekler olmalı sanki… Teşekkürler yorum için. Sevgiler
Dolaplarımızda ve sandıklarımızda tutup bir türlü temizleyemediklerimiz, temizlemek istemediklerimiz, temizlemeye cesaret edemediklerimiz… Bunları tutarken kullandığımız sandıkları ve dolapları çürütmek!!!
Kalemine sağlık…
Çok teşekkürler 💙
Uyesi olduğumuz toplumun dolaplarının çok pis, çok dolu veya boş ve temiz olması… Hangisi olursa olsun insanlar dolaplarını kendi tercihlerine göre düzenleyip dolduruyorlar… Dolap düzeni konusunda doğru veya yanlış yaptıklarını ise ancak kendi istedikleri, buna hazır oldukları zaman görüyorlar…
Kalemine sağlık…❤
Teşekkürler 🙂
Kalemine sağlık İmgecim🙏💕
Çok teşekkür ediyorum 🙏🏻🌸
Çok güzel ve doğru yazmışsın 😘🌺❤️😆
Çok teşekkür ederim 🙂